ALEVİ KARDEŞLERİMİZİN HZ. MEHDİ (AS)’IN ZUHURUNU ÇABUKLAŞTIRMASI İÇİN ALLAH’A ETTİKLERİ DUA

“Bu dua, Zamanımızın Efendisi Hz. Mehdi (as) ve onun zuhuru için okunan bir duadır. Allah’a, Hz. Mehdi (as)’ın zuhurunun bir an önce gerçekleşmesi için dua edilir. Özellikle sabah namazında okunur ve Hz. Mehdi (as)’ın sağlığına da dua edilir.”

Bismillahirrahmanirrahim

Hamd, âlemlerin Rabb’i olan Allah’a mahsustur; Allah’ın salâtı ve kâmil selâmı, O’nun Peygamberi, Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’e ve onun pâk soyuna olsun.

….Nerededir, o hidayet ve ıtret ailesinin (ehli beytin) dışında olmayan olan Bakiyyetullah (Mehdi);

Nerededir, o zâlimleri etkisiz kılmak için (Allah tarafından) hazırlanan kimse;

Nerededir, o sapıklık ve eğrilikleri düzeltmek için beklenilen önder;

Nerededir, o zulüm ve tecavüzü yok etmek için umut edilen rehber;

Nerededir, o farzları ve sünnetleri yeniden hayata geçirmek için saklatılan lider;

Nerededir, o dini geri getirmek için seçilen;

Nerededir, o kitabı (Kuran’ı) ve hükümlerini (Kuran ahlakını) ihya etmesi ümit edilen;

Nerededir, o din öğretilerini ve din ehlini diriltecek olan;

Nerededir, o saldırganların şevketini (heybetini) kıracak olan;

Nerededir, o şirk ve nifak binalarını (nizamını) (manen) yıkacak olan;

Nerededir, o fâsık, isyankâr ve tâğutları (fikren) yok edecek olan;

Nerededir, bâtılın ve bölücülüğün dallarını (ilimle, fikirle) kesecek olan;

…Nerededir, o yalan ve iftira ağlarını koparacak olan;

…Nerededir, o dostlara izzet verip, düşmanları zelil edecek olan;

Nerededir, o sözleri takva üzerine birleştirecek olan;

Nerededir, o Allah’a doğru açılan tek kapı (samimi imana vesile) olan;

Nerededir, o Allah dostlarının (evliyanın) yöneldiği Allah’ın yüzü (sevdiği kulu) olan;

Nerededir, o yer ve göğü birbirine bağlayan vesîle olan;

Nerededir, o fetih gününün sâhibi ve hidayet bayrağını göklere çekecek olan;

Nerededir, o ıslâh ve hoşnutluğu bir araya toplayacak olan;

…Nerededir, o kendine zulüm ve iftira edenlere karşı zafer kazanacak olan;

Nerededir, o dua ettiğinde, duası kabul olan;

Nerededir, o yaratıklardan ihsan ve takva sâhiplerinin önderi olan;

Nerededir, o Mustafa Peygamberin oğlu;

Nerededir, o Murtaza Ali’nin oğlu;

Nerededir, o üstün makam sâhibi Hatice’nin oğlu;

Nerededir, o Fatımat-üz Zehra’nın oğlu?

Babam, annem ve ben sana feda olayım;

Canım sana yönelen belalara siper olsun.

Ey Allah’ın dergâhına yakın olan büyüklerin oğlu,

Ey kerem sâhibi soyluların oğlu;

Ey hidayete kavuşmuş hidayetçilerin oğlu;

Ey temiz seçkinlerin oğlu;

Ey soylu civanmertlerin oğlu;

Ey temiz kılınmış temizlerin oğlu;

Ey seçilmiş cömertlerin oğlu;

Ey ulu efendilerin oğlu,

Ey aydınlatan dolunayların oğlu;

Ey ışık saçan çırağların oğlu;

Ey akan yıldızların oğlu;

Ey parlak yıldızların oğlu;

Ey apaçık yolların oğlu;

Ey âşikâr nişânelerin (açık alametlerin) oğlu;

Ey kâmil ilimlerin oğlu;

Ey cârî (geçerli) sünnetlerin oğlu;

Ey menkul (anlatılan, taşınabilen) öğretilerin oğlu;

Ey mevcut mucizelerin oğlu;

Ey görünen delillerin oğlu;

Ey Dosdoğru Yol’un oğlu;

*(Dosdoğru yol, Hz. Ali’nin ismidir.)

Ey Büyük Haber’in oğlu;

**Kur’an-ı Kerim’in Nebe suresinde geçen Büyük Haber’e işaret edilmektedir.

Ey Allah Katında Ümm-ül kitapta (asıl kitap) ismi yüce ve hekîm olanın oğlu;

Ey ayetlerin ve açık hüccetlerin oğlu;

Ey apaçık, nurlu burhanların oğlu;

Ey yeterli hüccetlerin oğlu;

Ey bol nimetlerin oğlu;

Ey “Taha” ve “Muhkemat”ın (sağlamların, kuvvetlilerin) oğlu;

Ey “Yasin” ve “Ez- Zâriyat”ın oğlu;

Ey “Et-Tur” ve El-Âdiyatın” oğlu;

Ey Aliy-yül Â’la’ya (her şeyden yüce olan yüce Allah’a), aralarında iki yaydan belki daha az bir mesâfe kalacak kadar yaklaşanın oğlu;

…Zorluk ve belanın beni değil de, hep seni (Hz. Mehdi (as)’ı) çevrelemiş olması bana çok ağır geliyor.

Canım feda olsun sana, ey iştiyak sâhibinin gönlündeki arzu;

Canım feda olsun sana ey benzeri olmayan izzet komutanı.

Canım sana feda olsun ey varılamayan şevket (heybetin) ve şerefin kurucusu.

Canım sana feda olsun ey yüceliğine ulaşılamayan nimet kaynağı.

Canım sana feda olsun ey dengi olmayan şeref sahibi.

Hangi vasıflarla seni vasıflandırayım;

Hangi dille seninle raz-u niyaz edeyim.

Halkın sana sahip çıkmaması, bela ve üzüntülerin başkalarının başına değil de, senin başına gelmesi bana çok ağır geliyor.

Acaba senin mülâkatına nâil olabilmenin bir yolu var mı? Acaba bizim bu günümüz, senin yarınına kavuşacak mı ki, biz de hoşnut olalım?

Ne zaman senin o doyurucu çeşmelerinin başına gelip de kana kana içmek bize nasip olacak?

Ne zaman senin o tatlı suyundan kanasıya içeceğiz; gerçekten susuzluk süresi çok uzadı.

Ne zaman senin huzurunda bulunup her sabah ve akşam senin ziyaretinle gözlerimiz aydınlanacak?

Ne zaman sen bizi, biz de seni (Hz. Mehdi (as)’ı) (manevi) zafer bayrağını dalgalandırdığın halde göreceğiz?

Acaba senin halkın önderliğini üstlenerek yeryüzünü adâletle doldurduğunu, düşmanlarına (ilmi) yenilgiyi tattırdığını …mütekebbirleri (fikren) dağıttığını, zâlimleri etkisiz kıldığını görüp de senin çevreni sararak: “El-Hamdü lilllahi Rabb-il Âlemin” dememiz bize ne zaman nasip olacak?

Allah’ım! Sen kalplerden gam, ve üzüntüleri giderensin; çözüm Senin Katında’dır. Bu sıkıntılar girdabındaki hakir kulunun feryadına yetiş,

Ey imdat isteyenlerin imdadına yetişen; efendisini (Hz. Mehdi (as)’ı) ona göster de bununla üzüntü ve perişanlığını gider. Ey müthiş kuvvetler sahibi; kalbindeki yangını söndür; ey Arş’a istiva eden ve dönüş ve sonuç kendisine olan Allah.

Allah’ım! Bizler, Seni ve Peygamberi’ni hatırlatan velinin (Hz. Mehdi (as)’ın) zuhuruna müştak olan hakir kullarınız; onu (Hz. Mehdi (as)’ı), bizler için korunak ve sığınak olarak yarattın; onu, bize dayanak ve barınak yaptın; ve onu, bizlerden mümin olanlara (manen) önder kıldın. Bizden taraf ona esenlik ve selâm ulaştır; bununla bize ikramını çoğalt; onun (Hz. Mehdi (as)’ın) karar bulduğu yerde bizi de yerleştir; onu bizim önümüze salmakla bize verdiğin nimetini tamamla; ta ki bizi kendi cennetlerine dahil edesin ve hâlis kullarından olan şahitlerle arkadaş olmaya muvaffak edesin.

…Allah’ım! Onunla (Hz. Mehdi (as)’la) hakkı berkarar kıl, bâtılı yok eyle; dostlarına yol göster; düşmanlarını zelil eyle. Bizimle onun (Hz. Mehdi (as)’ın) arasında öylesine bir bağ oluştur ki, onun atalarıyla birlikteliğimizi sağlasın. Bizleri Onun eteklerine sarılanlardan ve onların gölgesinde yaşayanlardan kıl. Bizi, onun boynumuzdaki haklarını teslim etmeye, itaatinde ciddi olarak çalışmaya ve emrinden çıkmamaya muvaffak eyle. Onun hoşnutluğunu bize ihsan eyle. Onun (Hz. Mehdi (as)’ın) şefkat, rahmet ve hayır duasını bize lütuf buyur ki, bizler bu vesîleyle Senin geniş rahmetine ve Katından olan saadete kavuşalım!

 

… Keremli yüzünle bize yönel, Sana olan takarrubumuzu (yakınlaşmamızı) kabul eyle, bize rahmet gözüyle nazar eyle; öyle bir rahmet ki, onun (Hz. Mehdi (as)’ın) vesilesiyle indindeki kerâmete kâmil olarak kavuşalım; sonra o nazarını öz cömertliğinle bizden çevirme ve bize onun ceddinin havuzundan, onun (Hz. Mehdi (as)’ın) kadehi ve onun eliyle öylesine âfiyetle kana kana içir ki, artık ondan sonra hiçbir zaman susamak söz konusu olmasın, ey şefkatlilerin en şefkatlisi.”

Scroll Up