İMAM RABBANİ HZ. MEHDİ (A.S.) ÇIKMADAN ÖNCE HADİSLERDE BELİRTİLEN BİRÇOK ALAMETİN OLUŞACAĞINI SÖYLEMİŞTİR, BU ALAMETLERİN HEMEN HEPSİ ÇIKMIŞTIR

İmam Rabbani Hazretleri Hz. Mehdi’nin zuhurundan önce pek çok alametin tahakkuk edeceğini bildirmiş ve bu alametleri de harika haller olarak nitelendirmiştir:

MEHDİ’NİN ZUHUR ZAMANI YAKINDIR. ONUN ZUHUR ZAMANI OLAN YÜZ (ASIR) BAŞINA GELİNCEYE KADAR NİCE MEBDE’LER (BAŞLANGIÇ ALAMETLERİ) VE MUKADDİMELER (ÖN ALAMETLER) ZUHUR EDECEKTİR….

MEHDİ DAHA BÜYÜKTÜR. Onun sebebi ile, İslam’a ve Müslümanlara büyük takviye gelecektir. Onun velayetinin dahi, zahir ve batın büyük tasarrufu vardır. Nice harika hallerin ve kerametlerin sahibi olacaktır. ONUN ZAMANINDA, NİCE HAYRET VEREN HALLER ZUHUR EDECEKTİR. … Onun vücudunun zuhurundan evvel, adet harici HARİKA HALLER MEYDANA GELE.
İmam-ı Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 2. cilt, 381. Mektup, s. 1184-1186)

İmam Rabbani Hazretleri’nin ifade ettiği bu harika olayların hepsi Hicri 1400 senesinden başlayarak günümüze kadarki 30 yıllık süre içerisinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’nin anlatımıyla mucizevi şekilde tesbih taneleri gibi” birbirini izleyerek gerçekleşmiştir.

Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“… eskimiş ipi kopan bir kolyenin taneleri gibi birbiri ardına gelen alâmetleri beklesinler.”

Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların artarda kopması gibi.

(Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü’s-Sagir, 3/167)


(Diğer hadisler için bakınız. http://www.hazretimehdi.com/cikis.php)

Aşağıda sadece az bir kısmına yer verdiğimiz ahir zaman alametleri bazı kişilerin sözde Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru diğer bir yüzyıla kalmıştır iddiasını tamamen geçersiz hale getirmektedir:

-1-

İmam Rabbani Hazretleri Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru için iki dişli münevver bir yıldızın çıkışını önemli bir alamet olarak belirtmiş, öyle ki bu yıldızın tüm özelliklerini en ince detayına kadar tarif etmiştir:
Ashabın verdiği habere göre, Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Vaad edilen Mehdi’nin zuhur mukaddimeleri olan Abbasi Melik Horasan’a vardığı zaman, ŞARK TARAFINDA İKİ DİŞLİ, MÜNEVVER BİR BOYNUZ ÇIKAR.”

Bu rivayetin yapıldığı haşiyede yazıldığına göre, o sütunun iki başı vardı…

ŞARK TARAFINDA MEYDANA ÇIKAN O BEYAZLIK; ÖNCELERİ NURLU BİR SÜTUN HALİNDE İDİ. SONRA, ONA BİR EĞRİLİK GELDİ; BOYNUZ ŞEKLİNİ ALDI.

İhtimaldir ki, onun için:
-iki başlı, isminin verilmesi, şu itibara göre ola:

HER İKİ TARAFINDA DA BİR İNCELİK OLUP DİŞE BENZERLER; BUNUN İÇİN, HER İKİ TARAFTA BAŞ İTİBAR EDİLMİŞTİR. Nitekim, bir süngünün de her iki tarafı incelik taşısa, onun için de:

İki başlı, tabirini kullanır.

Kardeşim Şeyh Muhammed Tahir Bedahşi Confor’dan geldi. Şöyle anlatıyor:

-O SÜTUNUN ÜST TARAFINDA DA İKİ BAŞI VAR; İKİ DİŞE BENZİYOR. İKİSİ ARASINDA DA KISA BİR AYRILIK VAR.

Bu mânanın teşhisi sahrada hasıl oldu.

Aynı haberi, bir başka topluluk da verdi.

Halbuki bu doğuş, Mehdi’nin zuhuru zamanında olacak zuhur değildir. Zira, ONUN ZUHURU, YÜZ BAŞLARINDA OLACAKTIR. Şu anda dahi, yüz başını, on sekiz sene geçmiş vaziyettedir.

Hadis-i şerifte, Mehdi’nin alâmetleri hakkında şöyle anlatılmıştır:

“ŞARK TARAFINDA BİR KUYRUKLU YILDIZ DOĞUP AYDINLIK VERECEKTİR.”

BU YILDIZ DAHİ DOĞMUŞTUR. AMMA O MUDUR, YOKSA ONUN BİR BENZERİ MİDİR?

Bu yıldıza Kuyruklu yıldız, adının verilmesi, ihtimal ki, şu anlatmalara dayanıyor:

SABİTLERİN SEYRİ, MAĞRİBDEN (BATIDAN) MEŞRİKADIR (DOĞUYADIR) (4)…

BU YILDIZIN DURUMU DA, ONUN SEYRİNE GÖREDİR. YANİ YÜZÜ MEŞRİK CANİBİNE DOĞRU, ARKASI DAHİ, MAĞRİB TARAFINADIR. BU UZUN BEYAZLIK DAHİ, ONUN ARKA TARAFINDADIR. Bu mana icabı olarak, ona:

-Kuyruk… isminin verilmesi yerindedir.

ONUN HER GÜNKÜ İRTİFI İSE, MEŞRİKTEN MAĞRİBEDİR. ANCAK O, KISRİ (KENDİNE HAS DURUMUNDA AĞIRLIK TAŞIYAN) SEYRİ İLE FELEK-İ AZAMIN SEYRİNE BAĞLIDIR.

İmam-ı Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 381. Mektup, s.1184
İmam Rabbani Hazretleri’nin “BU YILDIZ DAHİ DOĞMUŞTUR. AMMA O MUDUR, YOKSA ONUN BİR BENZERİ MİDİR?” ifadesinden, tüm detaylarıyla tarif ettiği söz konusu yıldızın kendi döneminde çıkmadığı anlaşılmaktadır. Eğer bu özelliklerle birebir uyum içinde olan ve 24 Şubat 2009 tarihinde Dünya’ya en yakın noktadan geçen Lulin kuyruklu yıldızı o devirde de görünmüş olsaydı hiç şüphesiz ki İmam Rabbani Hazretleri bunu çok açık ve emin bir üslupla ifade ederdi. Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru için ana delillerden kabul ettiği bu alametin kendi devrinde tahakkuk etmemiş olması, Hz. Mehdi (a.s.)’nin o devirde çıkmadığına ve Hz. Mehdi (a.s.)’nin bu kuyruklu yıldızın görüleceği ileriki bir yüzyılda yani günümüzde zuhur edeceğine dair delil teşkil etmektedir.

-2-

İmam Rabbani Hazretleri Hz. Mehdi (a.s.)’nin Kuran ahlakına tamamen aykırı, küfrani  bir yaşam tarzının her yönüyle açık ve aleni bir şekilde yaşanacağı bir dönemde Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhur edeceğini ifade etmektedir:
… Bir hadis-i şerifte, Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
KÜFÜR HER YANI İSTİLA EDİP HÜKMÜ CEMİYET İÇİNDE AŞİKARE İŞLENMEDİKÇE, MEHDİ ZUHUR ETMEZ. BU VAKİTTE, VAKİ OLAN İSE, KÜFRÜN İSTİLASIDIR. ONUN KUVVETİDİR. İSLAM’IN VE MÜSLÜMANLARIN DAHİ ZAAFIDIR.

Bu vakit, Resulullah (sav) Efendimizin, ehl-i İslam’ın garib düşeceklerini anlattığı devirdir. Onlara ne mutlu. Ayrıca, Resulullah (sav) Efendimiz onları müjdelemiştir.

(İmam-ı Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 2. cilt, 381. Mektup, s. 1184-1186)
Bilindiği üzere İmam Rabbani Hazretleri’nin yaşadığı yıllar İslam’ın en parlak yaşandığı yıllardı. Müslüman aleminin başında bir halife vardı. Dolayısıyla bu hadis-i şerifte bahsi geçen küfür sisteminin her yere hakim olması durumu İmam Rabbani’nin yaşadığı dönemde yoktu. Demek ki İmam Rabbani kendisinden sonraki bir döneme, insanların İslam ahlakından iyice uzaklaşıp dalalete düştükleri bir döneme dikkat çekmekte ve Hz. Mehdi (a.s.)’nin de bu dönemde zuhur edeceğine işaret etmektedir. Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkışında da Müslüman alemi çok büyük bir zulüm sistemi içinde bulunacaktır, başlarında manevi bir liderleri olmayacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’nin tarif ettiği dönem, her türlü din dışı sistemin en uç boyutlarda yaşanağı ahir zamandır, ve içinde bulunduğumuz zaman da bu zamana denk gelmektedir. Öyleyse Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru da içinde bulunduğumuz bu dönemde olacaktır. 

-3-

Hicri 1400’de, hadiste Peygamberimiz (s.a.v.)’in tam açıkladığı şekilde Fırat’ın suyu, üzerine kurulan baraj ile kesilmiştir.

Fırat Nehri’nin suyu çekilerek altın hazinesini açıklaması zamanı yaklaşıyor. Her kim, o zaman orada bulunursa o hazineden bir şey almasın.”


(Hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.)

(Riyâzü’s-sâlihîn min hadîsi seyyidi’l-mürselîn, İmam Nevevî’, 3/332)

-4-

Yine Peygamberimiz (s.a.v.), Afganistan’ın işgal edileceğini;


“Talikan’a (Afganistan’a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala’nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah’ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman Hz. Mehdi (a.s.)’sinin yardımcılarıdır.”
(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,  s. 59)
hadisiyle bildirmiştir. Rusların Afganistan’ı 1979 yılında yani Hicri 1400’de işgal etmeleriyle bu hadis tahakkuk etmiştir.
-5-
Peygamberimiz (s.a.v.) ahir zamanda Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkış alametlerinden biri olarak Ramazan ayında iki yıl üstüste güneş ve ay tutulmaları olacağını haber vermiştir.
“Hz. Mehdi (a.s.) için 2 alamet vardır ki… Bunun birincisi, Ramazan’ın birinci gecesi Ay’ın ikincisi de ortasında Güneş’in tutulmasıdır.”?
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)
“Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkmasından önce bir Ramazan içinde Güneş iki defa tutulacaktır.”?
(Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 440)
“… Güneş’in oruç ayının ortasında, Ay’ın ise sonunda tutulması…”

(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 37)
“Hz. Mehdi (a.s.)’nin gelişi Ramazan ayında ayın iki kere tutulmasına sebep olacaktır.”?

(Kıyamet Alametleri, s. 200)
Hicri 1400 içinde 1981 ve 1982 yıllarında arka arkaya ve tam Ramazan ayında güneş ve ay tutulmaları gerçekleşmiştir. 81 ve 82 yıllarında arka arkaya gerçekleşen bu gökyüzü olaylarıyla hadis tam olarak tahakkuk etmiştir.
-6-
Yine Dünyamızın yakınından ancak 76 yılda bir geçen Halley kuyruklu yıldızı 1986 yılında yani Hicri 1406’da geçmiş ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadiste;
O gelmeden öncedoğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir.

(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
şeklinde bildirdiği bir alamet daha gerçekleşmiştir.

-7-

Peygamberimiz (s.a.v.) hadisinde; 

“ … AZERBAYCAN’DAN MUTLAKA BİR ATEŞ ÇIKACAKTIR. Ve hiçbir şey onun karşısında duramayacak. Böyle bir şey olunca evinizde oturun…”
(Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 311)
şeklinde belirtmiş gerçekten de Azerbaycan’a ait Dağlık Karabağ toprakları 1988 tarihinde Ermeniler tarafından işgal edilerek bu hadis de yine Hicri 1400 içinde gerçekleşmiştir.
-8-

1979 yılında (Hicri 1 Muharrem 1400’de) Hac sırasında Kabe’de büyük bir katliam olmuştur. (1 Muharrem 1400) Olayın meydana geliş tarihi Hicri 1400 yılının ilk günüdür. Bu sırada 30 kişi hayatını kaybetmiştir.Peygamberimiz (s.a.v.) hadiste;

ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’NIN) ÇIKACAĞI YIL, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler… Hep birlikte Beyt-i Şerif’i tavaf edecekler, sonra Mina’ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak.”
(Kıyamet Alametleri, s. 168-169)
şeklinde ifade ederek “Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkacağı yıl” Kabe’de böyle önemli bir olayın olacağından bahsetmektedir. “Çıkacağı yıl” ifadesi bu açıdan son derece önemlidir. Çünkü hem bu olay hem de Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkış tarihi 1979 yılını göstermektedir. 1979 yılında gerçekleşen bu olayın ardından 7 yıl sonra Hac sırasında çok daha kanlı bir olay meydana gelmiştir. Bu sefer de 402 kişi öldürülmüştür. Ancak bu olayın ilkinden farkı son olayın Kabe’nin içinde değil yanında gerçekleşmiş olmasıdır. Bu 2 olay da hadislerde Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkış alameti olarak anlatılan “Kabe baskını ve Kabe’de kan akıtılması” olaylarıyla tam olarak aynı şekilde olmuştur.

Ahir zaman alametleri bir bütündür ve bu alametlerin 30 yıllık bir zaman dilimi içinde gerçekleşmesi, hem Peygamberimiz (s.a.v.)’in haber verdiği ahir zaman içinde yaşadığımızı, hem de tüm Müslümanlarca büyük bir heyecan ve umutla beklenen Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhurunu müjdelemektedirler. Bu nedenle büyük ve küçük alametler olarak adlandırılmış olan alametlerin hepsi Müslümanlar için son derece önem taşımaktadır. Bu alametlerden herhangi birinin gerçekleştiğini görmek Müslümanların umutlarını pekiştirmekte, heyecanlarını artırmakta ve şevklerini kat kat yükseltmektedir.

Scroll Up