MEHDÎ RUM’DAN, TÜRKLERDEN (çünkü, eskiden Türkiye’ye diyar-ı Rum deniliyordu.) AYRILMAYACAKTIR. (İş’afü’r-Rağıbîn’den naklen Tılsımlar Mecmuası, Bediüzzaman Said Nursi, s. 212) |
HZ. MEHDİ (A.S.) HİLAFET MERKEZİNİN ESKİDEN BULUNDUĞU YERDEN ÇIKACAKTIR
Şimdi, Hz. Mehdi gibi eşhasın (şahıslar) hakkındaki rivayetin ihtilafatı ve sırrı (Hz. Mehdi (a.s.) gibi zatlar hakkında farklı haberler olmasının sebebi) şudur ki: Ehadisi tefsir edenler (hadisleri açıklayanlar), metn-i ehadisi tefsirlerine ve istinbatlarına tatbik etmişler (hadis metinlerini kendi anlayışlarına ve ufuklarının genişliğine bağlı olarak yorumlamışlardır). Mesela: Merkez-i saltanat o vakit Şam’da veya Medine’de olduğundan (yönetim merkezi o zaman Şam kentinde veya Medine kentinde olduğundan), vukuat-ı Hz. Mehdi’ye veya Süfyaniyye’yi merkez-i saltanat civarında olan Basra, Kufe, Şam gibi yerlerde tasavvur ederek öyle tefsir etmişler. (Hz. Mehdi (a.s.) veya Süfyan’la ilgili olayların yönetim merkezi (veya başşehir)civarında olan Basra, Kufe, Şam gibi yerlerde zannederek öyle yorumlamışlar).”
(Sözler, s. 359) |
Bir başka sözünde ise Bediüzzaman Said Nursi konuyu şöyle açıklamıştır:
“Merkez-i Hilafet eski zamanda Irak’da, Şam’da ve Medine’de bulunduğundan raviler kendi içtihatlarıyla daimi öyle kalacak gibi mana verip, (Hilafetin merkezi (yönetim veya idari merkez) eskiden Irakta, Şam’da ve Medine’de bulunduğundan, hadislerle ilgili haberleri aktaranlar kendi yorumlamalarıyla sanki hep öyle kalacakmış gibi anlamlandırıp) “Merkez-i Hilafet-i İslamiye” yakınlarında tasvir etmişler, Halep ve Şam demişler (yönetim merkezi yakınlarında olarak kurgulamışlar, Halep ve Şam demişler). Hadisin mücmel haberlerini kendi içtihatlarıyla tavsil etmişler.” Hadisteki kısaltılmış öz anlatımı bu şekilde kendi anlayışlarına göre açıklayıp yorumlamışlar.)
(Şualar, s. 492) |
Rivayetlerde farklı şehirler geçse de, ahir zaman olaylarının gerçekleştiği yerle ilgili rivayetlerin ortak noktası, bu olayların Peygamberimiz (sav)in iki sancağı, kılıcı ve gömleği ile diğer mukaddes emanetlerinin de bulunduğu Hilafet Merkezi’nde gerçekleştiğidir. Bediüzzaman’ın ifadelerinden de anlaşıldığı gibi, ahir zaman hadislerini aktaran alimler, ahir zaman olaylarını kendi dönemlerindeki hilafet merkezlerini esas alarak aktarmışlardır. Aynı zamanda Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkacağı yer hakkında, her alim kendi zamanının Hilafet Merkezi olan Irak, Şam, Kufe, Medine gibi şehirleri belirtmiştir. Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkış yeri hakkında rivayetlerin farklı olmasının sebebi de budur. Çünkü hadis aktaran bu ravilerin içtihatları, bilgileri ve görüşleri zamanla çeşitli rivayetlere katılarak (aktarıcılarınınkiyle karışarak) günümüze dek ulaşmıştır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav)’den günümüze kadar Halifelik Merkezinin bulunduğu yer, Şam, Halep, Küfe, Mekke ve en son İstanbul olmak üzere pek çok kez değişmiştir.
Ancak, ahir zaman olaylarının vuku bulduğu yerle ilgili rivayetlerin ortak noktası, bu olayların Hilafet Merkezi’nde gerçekleştiğidir.
Bediüzzaman da bu sonuca varmıştır. Bilindiği gibi, son hilafet merkezi “İstanbul”dur. Halifelik bu yüzyılın başlarında resmi olarak kaldırılmıştır ve o günden bu yana dünya üzerinde başka hiçbir yere de taşınmamıştır. Peygamberimizin iki sancağı, kılıcı ve gömleği ile diğer mukaddes emanetler İstanbul’dadır. Sonuç olarak, halen bu manevi ünvanı koruyan tek şehir İstanbul’dur. Dolayısıyla Hz. Mehdi (a.s.)’nin de buradan çıkması beklenmektedir (doğrusunu Allah bilir).
HZ. MEHDİ (A.S.) BERABERİNDE, İSTANBUL’DA SAKLANAN KUTSAL EMANETLERLE ÇIKACAKTIR
Abdullah b. Surefeden rivayet edildi ki: Hz. Mehdi (a.s.)’nin beraberinde, süslenmiş bir halde Peygamberimiz (sav)’in bayrağı olacaktır.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 65)
Peygamber (sav)’in softan bayrağı ile çıkacaktır. O bayrak dört köşeli olup dikişsizdir ve rengi de siyahtır. Onda bir hicr (hale) bulunur. O, Resulullah (sav)’ın vefatından beri açılmamış olup Hz. Mehdi (a.s.) çıkınca açılacaktır.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23) |
HZ. MEHDİ (A.S.) İSTANBUL’U MANEN FETHEDECEKTİR
Hz. İbni Amrdan (r.a.) rivayet edilmiştir: Peygamberimiz (sav) buyurdu ki: Ey Ümmet! Altı şey vardır ki; onlar olmadan kıyamet kopmaz (altıncısı) medinenin (şehrin)fethi.
-Denildi ki : Hangi medine? (Hangi şehir?) -Buyurdu ki: Konstantiniyye. (*) Bu Konstantiniyyenin Hz. Mehdi (a.s.) tarafından yapılacak fethidir. (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci,Kıyamet Alametleri, s. 204 – Ramuz-el Ehadis, s. 296) |
Doğruyu, yanlışı ayırt eden, aldatmayan, çalmayan ve dinine bağlı emiriniz (Hz. Mehdi (a.s.)) Konstantiniyye’yi (İstanbul’u) fethedecektir.
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 27) |