1.
Ümitsizlik en dehşetli bir hastalıktır ki, İslam aleminin kalbine girmiş. İşte o ümitsizliktir ki bizi öldürmüş gibi, batıda bir-iki milyonluk küçük bir devlet, doğuda yirmi milyon Müslümanları kendine hizmetkâr ve vatanlarını sömürge hükmüne getirmiş.Hem o ümitsizliktir ki, yüksek ahlâkımızı öldürmüş, halkın menfaatini bırakıp kişisel menfaati dikkatimizi hasrettirmiş. Hem o ümitsizlik ki, manevi kuvvetimizi kırmış. Az bir kuvvetle, imandan gelen manevi kuvvetiyle doğudan batıya kadar istilâ ettiği halde; o harika manevi kuvveti, ümitsizlikle kırıldığı için, zalim yabancılar dörtyüz seneden beri üçyüz milyon Müslümanı kendilerine esir etmiş. HATTÂ BU ÜMİTSİZLİK İLE BAŞKASININ LÂKAYDLIĞINI VE GEVŞEKLİĞİNİ KENDİ TENBELLİĞİNE ÖZÜR ZANNEDİP “NEME LÂZIM” DER, “HERKES BENİM GİBİ BERBATTIR” DİYE İMANDAN GELEN YİĞİTLİĞİ TERKEDİP İSLAM’A HİZMET ETMİYOR. Madem bu derece bu hastalık bize bu zulmü etmiş, bizi öldürüyor; biz de o katilimizden kısasımızı alıp öldüreceğiz… kılıncı ile o ümitsizliğin başını parçalayacağız… hadîsinin hakikatıyla belini kıracağız inşâAllah. ÜMİTSİZLİK; ÜMMETLERİN, MİLLETLERİN “KANSER” DENİLEN EN DEHŞETLİ BİR HASTALIĞIDIR. VE İYİLİKLERE MANİ VE HAKİKATINA MUHALİFTİR; KORKAK, AŞAĞI VE ÂCİZLERİN GÜNAHIDIR, BAHANELERİDİR. İslam’dan gelen yiğitliğin aslı değildir. (Hutbe-i Şamiye, sf. 49,50) |
2.
Acaba geleceğe karşı iman ehli ve İslâm için böyle maddî ve manevî ilerlemelere vesile ve kuvvetli, sarsılmaz sebepler varken ve demiryolu gibi gelecek saadetine yol açıldığı halde, nasıl ümit kesip ümitsizliğe düşüyorsunuz ve İslam aleminin manevi gücünü kırıyorsunuz? VE YEİS VE ÜMİTSİZLİKLE ZANNEDİYORSUNUZ Kİ, DÜNYA HERKESE VE YABANCILARA YÜKSELME DÜNYASIDIR, FAKAT YALNIZ ÇARESİZ MÜSLÜMANLAR İÇİN GERİLEME DÜNYASI OLDU DİYE PEK YANLIŞ BİR HATAYA DÜŞÜYORSUNUZ. Madem olgunlaşma arzusu kâinatta insan fıtratına konmuş. Elbette beşerin zulüm ve hatasıyla başına çabuk bir kıyamet kopmazsa; gelecekte hak ve hakikat, İslam aleminde insanoğlunun eski günahlarına keffaret olacak bir dünyevi saadeti de gösterecek inşâAllah… (Hutbe-i Şamiye, sf. 42,43) |
3.
YAŞASIN DOĞRULUK! ÖLSÜN ÜMİTSİZLİK! Muhabbet devam etsin!. Şûra kuvvet bulsun!.. BÜTÜN KINAMALAR VE DARGINLIKLAR VE NEFRET, HEVA VE HEVESE TÂBİ OLANLARA OLSUN. Selâm ve selâmet Hüda’ya tâbi olanlar üstüne olsun. Âmîn… (Hutbe-i Şamiye, sf. 67) |
4.
“İNSANIN FITRATINDA KORKUYA VE SEVGİYE YOL AÇACAK İKİ AZA TOPLANMIŞTIR. ISTER İSTEMEZ, O SEVGİ VE KORKU, YA İNSANLARA YA DA YARATICIYA YÖNELECEK. HALBUKİ HALKTAN KORKMAK ÇOK ŞİDDETLİ BİR BELADIR. ÇÜNKÜ, SEN ÖYLELERDEN KORKARSIN Kİ, SANA MERHAMET ETMEZ VEYA SENİN RİCANI KABUL ETMEZ. ŞU HALDE KORKMAK ELİM BİR BELADIR.” (sözler / 24.söz, sf. 439) |
5.
“İNSANDA EN MÜHİM VE ESASLI BİR HİS, KORKU HİSSİDİR. ALDATICI ZALİMLER, BU KORKU DAMARINDAN ÇOK İSTİFADE EDİP ONUNLA KORKAKLARI GEMLENDİRİYORLAR. BUNLAR AVAMIN VE BİLHASSA ULEMANIN BU DAMARINDAN ÇOK İSTİFADE EDİYORLAR, KORKUTUYORLAR, EVHAMLARINI TAHRİK EDİYORLAR… AYNEN ONUN GİBİ, ÇOK EHEMMİYETSİZ EVHAMLA ÇOK EHEMMİYETLİ ŞEYLERİ FEDA ETTİRİYORLAR. HATTÂ, BİR SİNEK BENİ ISIRMASIN DİYEREK, YILANIN AĞZINA GİRER. Mektubat, Sayfa 403 |