Naim Ebu Said’den tahric etti, dedi Resulullah (sav) buyurur: İsa b. Meryem’in arkasında namaz kılacağı kişi bizdendir (HZ. MEHDİ’DİR).[1]
|
İbni Ebi Şeybe, Musannef’inde, İbni Şirin’den tahric etti. Dedi ki: MEHDİ BU ÜMMETTENDİR VE HZ. İSA’YA İMAM OLACAKTIR.[2]
|
Naim b. Hammad, Abdullah b. Amr’dan tahric etti. Dedi ki: MEHDİ, İSA İBNİ MERYEM’İN ÜZERİNE İNECEĞİ VE ARKASINDA NAMAZ KILACAĞI KİMSEDİR.[3]
|
Buhari ve Müslim, Ebu Hureyre’den tahric etti. Buyurdu: MERYEM OĞLU İSA (AS) ARANIZA İNDİĞİNDE VE İMAMINIZ SİZDEN (HZ. MEHDİ) OLDUĞUNDA, BAKALIM NE YAPARSINIZ?[4] |
Ebu Naim, Cabir’den tahric etti, Dedi Resulullah (sav) buyurdu: İsa b. Meryem gökten iner, Müslümanların Emiri (manevi lideri) olan Hz. Mehdi, kendisine “Gel bize namaz kıldır” der. O (HZ. İSA AS) İSE, ŞU ÜMMETE ALLAH’IN BIR İKRAMI OLARAK, “HAYIR, SİZİN BAZINIZ BAZILARINIZIN EMİRİDİR”DER. (HZ. MEHDİ’Yİ İMAMLIĞA GEÇİRİR)[5] |
İbni Mace, Ravyanı, İbni Huzeyme, Ebu Avane, Hakim ve Ebu Naim, Ebu İmame’den tahric ettiler. Dedi Resulullah (sav) bize hitab etti. Deccal’i anarak şöyle buyurdu: …Orada imamları kendilerine sabah namazını kıldırmak için öne geçtiği sıra, bir de bakarlar ki, İsa İbni Meryem (as) sabah vaktinde inmiştir. Bu imam (Hz. Mehdi) Hz. İsa’yı öne geçirmek için arka arka çekilir. HZ. İSA (A.S.) ONUN OMUZLARINA ELİNİ KOYAR VE O’NA DER Kİ: “GEÇ ÖNE NAMAZI KILDIR. ZİRA KAMET SENİN İÇİN GETİRİLMİŞTİR” BUNUN ÜZERİNE İMAMLARI (MEHDİ) ONLARA NAMAZI KILDIRIR.[6] |
Ebu Amr ve Dani Sünen’inde Huzeyfe (r.a.)’dan tahric ettiler. Dedi Resulullah (sav) buyurdu: Hz. Mehdi bakar ki Hz. İsa İbni Meryem inmiştir, sanki saçlarından sular damlıyor haldedir. Ve Hz. Mehdi O’na derki, “Geç öne insanlara namazı kıldır.” HZ. İSA İSE DER Kİ: “NAMAZ ANCAK SENİN İÇİN İKAME OLUNDU.” BUNUN ÜZERİNE, O BENİM EVLADIMDAN BİR ŞAHSIN (HZ. MEHDİ’NİN) ARKASINDA NAMAZI KILAR.[7] |
Ebu Amr ve Dani Sünen’de Cabir b. Abdullah’dan tahric ettiler, Dedi ki, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Taki, İsa İbni Meryem, fecrin doğması sırasında, Beytül Makdis’te Hz. Mehdi üzerine nüzul edene kadar Benim ümmetimden bir taife Hak üzere mücadele edecektir. O zaman Hz. Mehdi der: “Ey Allah’ın Peygamberi geç öne bize namazı kıldır” O (HZ. İSA) İSE, “BU ÜMMETİN BİRİ (HZ. MEHDİ) DİĞERLERİNE EMİRDİR”DER.[8] |
Ahmed, Muslim, İbni Cüreyr ve İbni Hıbban, Cabir b. Abdullah’dan tahric ettiler, Buyurdu:Kıyamete (Deccal ile savaşa) kadar Benim ümmetimden bir grub, Hak üzere galib olarak mücadele edecektir. Ve İsa b. Meryem gökten nüzul ettiğinde, onların Emiri (manevi lideri Hz. Mehdi), kendisine, “Gel bize namazı kıldır”der. Ancak O, şu ümmete Allah’ın bir ikramı olarak “SİZİN BİRİNİZ, DİĞERLERİNİZE EMİRDİR” CEVABINI VERİR. (YANİ İMAMINIZ MEHDİ ARANIZDADIR. O KILDIRMALIDIR DEMEK İSTER.)[9] |
“Bilindiği gibi Hz. İsa (as) nazil olacak ve Deccal’i fikren yok edecek. Şurası da bir gerçektir ki, HZ. İSA, HZ. MEHDİ’DEN HAKİMİYETİ (Müslümanların manevi liderliğini) ALMAYACAK; ÇÜNKÜ LİDERLER (Müslümanların manevi önderleri) KUREYŞ’DENDİR. Madem insanlar arasında bu ikisi mevcut olacak, öyleyse HZ. İSA (AS) ONUN EMİRİ DEĞİL DE VEZİRİ OLACAKTIR. BU SEBEPLEDİR Kİ HZ. MEHDİ’NİN ARKASINDA NAMAZ KILACAK VE ONA TABİ OLACAKTIR.“[10] |
İmamları salih bir insan olan Hz. Mehdi olduğu halde, Beytü’l Makdis’e sığınırlar. Orada imamları kendilerine sabah namazını kıldırmak için öne geçtiği bir sırada, bir de bakarlar ki, Meryem oğlu İsa sabah vaktinde inmiştir. Hz. Mehdi, Hz. İsa’yı öne geçirmek için arkaya çekilir. HZ. İSA ONUN OMUZLARINA ELİNİ KOYAR VE ONA DER Kİ, “GEÇ ÖNE NAMAZI KILDIR. ZİRA KAMET (farz namazı kılmak için okunan ezan; namaza başlama işareti) SENİN İÇİN GETİRİLMİŞTİR.”…[11] |
… Nihayet Meryem oğlu İsa Müslümanların (manevi) emiri (Hz. Mehdi) ona: Gel bize namaz kıldır, der. Bunun üzerine İSA: HAYIR, ALLAH’IN BU ÜMMETE BİR İKRAMI OLARAK SİZİN BİR KISMINIZ DİĞER BİR KISIM ÜZERİNE EMİRLERSİNİZ, DER. (Hz. Mehdi’yi imamlığa geçirir)[12] |
Şerh’ül Mesabih ‘de Resulullah (sav) Efendimiz Saadetle şöyle buyurmuşlardır:
“MERYEM OĞLU İSA (AS) VALİ DEĞİL, VELİYYÜL MUVELLA’DIR (SELAHİYETLİ HAKİMDİR). YANİ O İMAMETİ KABUL ETMEZ.
HZ. MEHDİ’Yİ VALİ YAPAR VE İMAMETİ’DE ONA TESLİM EDER.” [13] |
[1] (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Hz. Mehdisi’nin Alametleri, (Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Muntazar), s. 78, Tercüme: Müşerref Gözcü – Kahraman Neşriyat)
[2] (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Hz. Mehdisi’nin Alametleri, (Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Muntazar), s. 79, Tercüme: Müşerref Gözcü – Kahraman Neşriyat)
[3] (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Hz. Mehdisi’nin Alametleri, (Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Muntazar), s. 79, Tercüme: Müşerref Gözcü – Kahraman Neşriyat)
[4] (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Hz. Mehdisi’nin Alametleri, (Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Muntazar), s. 79, Tercüme: Müşerref Gözcü – Kahraman Neşriyat)
[5] (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Hz. Mehdisi’nin Alametleri, (Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Muntazar), s. 79, Tercüme: Müşerref Gözcü – Kahraman Neşriyat)
[6] (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Hz. Mehdisi’nin Alametleri, (Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Muntazar), s. 79, Tercüme: Müşerref Gözcü – Kahraman Neşriyat)
[7] (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Hz. Mehdisi’nin Alametleri, (Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Muntazar), s. 80, Tercüme: Müşerref Gözcü – Kahraman Neşriyat)
[8] (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Hz. Mehdisi’nin Alametleri, (Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Muntazar), s. 80, Tercüme: Müşerref Gözcü – Kahraman Neşriyat)
[9] (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Hz. Mehdisi’nin Alametleri, (Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Muntazar), s. 80, Tercüme: Müşerref Gözcü – Kahraman Neşriyat)
[10] (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, ’Kıyamet Alametleri’ Pamuk Yayınları, s. 185)
[11] (Ebu Rafi’den rivayet edilmiştir; İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi, s. 495-496)
[12] (Sahih-i Müslim, c. 1, s. 209)
[13] (Hanedan-ı Ehl-i Beyt, s. 498)
[13] (Hanedan-ı Ehl-i Beyt, s. 498)