Abdurrahman b. Selit’ten; İmam Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “… HAK ÜZERE KIYAM EDECEK OLAN O’DUR (HZ. MEHDİ (A.S.)’DIR). YERYÜZÜ ÖLDÜKTEN SONRA, ALLAH ONUN VASITASIYLA TEKRAR ONU İHYA EDECEKTİR VE MÜŞRİKLER İSTEMESE DE ALLAH HAK DİNİ DİĞER DİNLERE MUZAFFER KILACAKTIR… ONLARA EZİYETLER OLACAK VE ONLARA DENİLECEK Kİ: “EĞER DOĞRU SÖYLÜYORSANIZ BU VAAD NE ZAMAN VUKU BULACAKTIR.” Biliniz ki, ONUN GAYBETİNDEKİ EZİYETLERE VE TEKZİPLERE SABRETMEK, RESULULLAH İLE BERABER KILIÇLA CİHAT ETMEK GİBİDİR.” (Uyun-ul Ahbar, c. 1, s. 68) Kuran ayetlerinde Hz. Mehdi (a.s.)’a işaretler bulunmaktadır. Peygamberimiz (s.a.v.)’in, Hz. Hüseyin (a.s.) tarafından aktarılan bir rivayetinde Hadid Suresi’nin 17. ayeti Hz. Mehdi (a.s.)’a bakan bir işaret olarak ifade edilmiştir. Hadiste; “Bilin ki gerçekten Allah, ölümünden sonra yeryüzüne hayat verir. Şüphesiz Biz, umulur ki aklınızı kullanırsınız diye size ayetleri açıkladık.” ayetinde yer alan “…. Allah ölümünden sonra yeryüzüne hayat verir…” ifadesinin Hz. Mehdi (a.s.)’a baktığı ifade edilmiştir. Gerçekten de Ahir zamanda zuhur edecek olan Hz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle, İslam dini yeniden ihya olacak, müslümanlar Kuran ahlakı ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in sünneti seniyyesine uygun yaşamaya başlayacaklardır. Müslümanların sayısı artacak ve dünya üzerinde İslam ahlakı hakim olacaktır. Hadisin devamında Hz. Hüseyin (a.s.), Tevbe Suresi’nin 33. ayetinin de Hz. Mehdi (a.s.)’a işaret ettiğini ifade etmiş ve Hz. Mehdi (a.s.) döneminde müşrikler istemese de İslam dininin Hıristiyanlık ve Musevilik ve bütün diğer dinlerin üstünde olacağını açıklamıştır. Ayrıca yine aynı hadis-i şerifte, Hz. Mehdi (a.s.) ve talebelerine inkar edenlerce işkence yapılacağı, hapsedilecekleri, iftiraya ve kötü söze maruz kalacakları, kötü muamele görecekleri diğer yandan da münafıkların Hz. Mehdi (a.s.)’a şüpheli yaklaşacakları, ondan dünyevi bir çıkar beklentisi içinde olacakları ve İslam ahlakının dünya üzerinde hakim olması konusunda sabır gösteremeyecekleri ifade edilmiştir. Hz. Mehdi (a.s.)’ın; kendisine ve talebelerine yönelik atılan bu gibi iftira ve eziyetlere karşı sürekli olarak tekzipler yapacağı yani gerçekleri halka sürekli olarak duyuracağı da yine bu hadis-i şeriften anlaşılmaktadır. Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Mehdi (a.s.) ve talebelerine karşı atılan iftiralarla ve onlara yapılan türlü eziyetlerle uğraşmanın, bu saldırılara karşı fikri bir mücadele yürütmenin, Peygamberimiz (s.a.v.)’le birlikte kılıçla savaşmak kadar zor bir iş olacağını da bildirmiştir. Hadisin bu bölümünden Hz. Mehdi (a.s.) ve talebelerinin çok zor ve şedid şartlar altında İslam ahlakını yayacakları ve her türlü tehlikeye açık bir hayatları olacağı da anlaşılmaktadır.