Peygamberlerin insanların hidayetlerine vesile olma vasıfları vardır. Allah’ın onlara lutfettiği mucizeler ve harikalarla, imanlarının gücünün gösteren manevi derinlik ve halle insanların hidayetine vesile olurlar. Peygamberler gibi tarih boyunca gelmiş müceddidlerin, müçtehidlerin de insanların hidayetine vesile olma vasıfları vardır. Bu zatlardan biri de Bediüzzaman Hazretleridir. Aynı manevi hal ve vasıf Hz. Mehdi (as)’ın da üzerinde olacaktır. “Hz. Mehdi” ismi, “hidayete ulaştıran” anlamındadır.Allah’ın “Hadi” yani “Hidayet veren, Doğru yola ulaştıran” ismi, Hz. Mehdi (as)’da yoğun olarak tecelli edecektir. Hz. Mehdi (as)’ın üzerinde, Allah’ın ”Hadi”; ”hidayet veren” isminin bereketi olacağı, içinde bulunduğumuz ahir zamanda tüm insanların hidayetine vesile olacağı hadislerde de haber verilmiştir:
HZ. MEHDİ (as), HİDAYET MEŞALESİYLE ALEMDE DOLAŞIR (yani tüm insanların hidayetine vesile olur) ve salihler gibi yaşar. (El-Mehdiyy-il Mev’ud, c. 1, s. 281-282 ve 266 ve 300)
Di’bel meşhur şiirlerini İmam Rıza’nın (as) yanında okuduktan sonra şöyle dedi: “Hz. Mehdi (as) mutlaka kıyam edecek: Allah’ın isim ve bereketiyle zuhur edecek” (Yani İmamın kıyamı kesindir.) O, Allah’ın ismi ve bereketiyle kıyam edecektir.” (Yenabi-ul Mevedde, c. 2, s. 197)
ALLAHPERESTLİK NEFSPERESTLİĞE ÇEVRİLDİKTEN SONRA HZ. MEHDİ GELECEK VE NEFSPERESTLİĞİ ALLAHPERESTLİĞE ÇEVİRECEK; KURAN, GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERE UYDURULDUKTAN SONRA HZ. MEHDİ GELİP GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİ KURAN’A UYDURACAK… (Nehc-ül Belağa, Feyz’ül İslam baskısı, s. 424, 425)
Ahir zamandaki alimlerin ve hocaların büyük bölümü ise sadece insanların mevcut durumlarını muhafaza etmeye yönelik bir tutum içinde olacaktır. Çoğunlukla da bazıları sadece kendi fikrini ve düşüncesini beğenen, Müslümanları sadece eleştiren ama doğruyu göstermekten, doğruya iletmekten uzak bir üslup içinde olacaklardır. Ama Hz. Mehdi (as) insanların mevcut durumlarını muhafaza etmeyecek, onların imanlarına hidayetlerine vesile olacaktır. Allah’ın Hadi ismi onda en yoğun şekilde tecelli edecek, Darwinistlerin, ateistlerin, materyalistlerin, dinsizlerin, imansızların dahi hakkel yakin iman etmesine vesile olacaktır.
Bediüzzaman da Hz. Mehdi (as)’ın bu üstün yönünü, Hz. Mehdi (as)’ın sahip olacağı vasıfları tek tek sayarak tarif etmiştir. Hz. Mehdi (as) için hem hakim, hem mehdi, hem mürşit, hem müceddid, hem kutbu azam diyerek Hz. Mehdi (as)’ın ilmi ve manevi gücüne dikkat çekmiştir.Hz. Mehdi (as)’ın bu özelliklerin her birini en mükemmel şekilde üzerinde taşıyacağını söylemiştir. Hz. Mehdi (as)hakimlik görevini ayrı, mehdilik görevini ayrı, insanların hidayetine vesile olmasını ayrı, mürşidlik görevini ayrı, müçtehidlik görevini ayrı ayrı, tek tek yerine getirecektir:
Ahir zamanın en büyük fesadı zamanında, elbette EN BÜYÜK BİR MÜÇTEHİD (ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi) hem EN BÜYÜK BİR MÜCEDDİD (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi, yenileyen, yenileyici), hem HAKİM, hem MEHDİ hem MÜRŞİD (doğru yolu gösteren kişi) hem KUTB-U AZAM (Müslümanların kendisine bağlandıkları büyük evliyalardan, zamanın en büyük mürşidi) olarak BİR ZAT-I NURANİYİ (nurlu bir zatı) GÖNDERECEK ve O ZAT da, EHL-İ BEYT-İ NEBEVİDEN (Peygamberimiz (sav)’in soyundan) OLACAKTIR. Cenab-ı Hak bir dakika zarfında beyn-es sema vel-arz alemini (yer ile gök arasındaki alemi) bulutlarla doldurup boşalttığı gibi bir saniyede denizin fırtınalarını teskin eder (dindirir) ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin numunesini (örneğini) ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eden KADİR-İ ZÜLCELAL (herşeye muktedir olan Yüce Allah) HZ. MEHDİ (AS) İLE DE, ALEM-İ İSLAM’IN (İslam aleminin) ZULÜMATINI (zulüm devrini, karanlığını) DAĞITABİLİR. VE VA’DETMİŞTİR VAADİNİ ELBETTE YAPACAKTIR. (Mektubat, s. 411-412)
Bediüzzaman yukarıdaki sözünde, “Alem-i İslam’ın zulümatının Hz. Mehdi (as) ile mutlaka dağılacağını” müjdelemektedir. Bu sözleriyle, Hz. Mehdi (as)’ın deccaliyetle olan mücadelesine ve bu mücadelede mutlak galip olacağına dikkat çekmektedir. Deccaliyetle mücadele, Hz. Mehdi (as)’ın en önemli vasıflarından biri olacaktır.Hz. Mehdi (as) dönemindeki İslam alim ve hocalarının büyük kısmında ise böyle bir vasıf olmayacaktır. Bu kimselerin çoğunluğu ne deccaliyeti teşhis edebilecekler ne de ona karşı mücadele edebileceklerdir. Ahir zamanda, Hz. Mehdi (as) dışındaki bir çok alim ve hocanın genel olarak temel özelliği sadece dini anlatma ve açıklama görevlerini üstlenmiş olmaları, mücadele yönlerinin olmayacak olmasıdır. Hz. Mehdi (as)’ın ise deccaliyeti tam olarak teşhis ederek, büyük bir ilmi mücadele neticesinde deccali tam manasıyla etkisiz hale getirecek ve insanların hidayetine vesile olacaktır.
Hz. Mehdi (as)’ın ayırt edici özelliklerinden biri de kararlılığıdır. Hz. Mehdi (as)’ın kararlılığı, çile çekmesi ve hapse girmesi ile ve deccaliyete karşı yürüttüğü mücadelenin etkisiyle hemen anlaşılacaktır.Hadislerde Hz. Mehdi (as)’ın peygamberlerin uğradıkları iftiralara uğrayacağı, tıpkı onlar gibi delilikle, kendine menfaat sağlamakla, cinsellik konusunda suçlamalara marzu kalacağı detaylı olarak anlatılmaktadır:
Ebu Said El-Hudri’nin (ra) rivayetinde, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Deccal çıkınca, ona karşı müminlerden bir adam (Hz. Mehdi (as)) yönelir. DERKEN O MÜMİN KİMSEYE (Hz. Mehdi (as)’a) BİRÇOK SİLAHLILAR, DECCALIN MERKEZLERDE GÖZETLEME YAPAN SİLAHLILARI KARŞI ÇIKARLAR.“(Mehdilik ve İmamiye 37, (Sahih-i Müslim, 11/393’den nakil)
İmam Zeyn-ul Abidin aleyhi’s-selâm şöyle buyurmuştur:
“BİZİM KAİM’İMİZ (HZ. MEHDİ (AS)) İLE ALLAH’IN RESULLERİ ARASINDA BİR TAKIM BENZERLİKLER VARDIR. NUH, İBRAHİM, MUSA, İSA, EYYUB VE MUHAMMED SALLÂ’LLÂHU ALEYHİ VE ALİH PEYGAMBERLERİN HER BİRİ İLE BİR BENZERLİĞİ VARDIR.Nuh ile uzun ömürlü olmasında, İbrahim ile, doğumunun gizli olması ve halktan uzak durmasında; Musa ile, korku hali (Hz. Mehdi (as)’a yönelik tehlikelerin yoğunluğuyla; öldürme, tuzak kurma, tutuklanma, gözaltına alınma, sürgün gibi her türlü tehlikeyle iç içe olmasıyla)ve gaybette yaşamasında (sürekli gizlenerek yaşamasında); İsa ile halkın onun hakkındaki ihtilafa düşmesi (bir kısım insanların, ‘Hz. Mehdi (as) gelecek’, bir kısımının da ‘gelmeyecek’ demesinde); Eyyubile, beladan sonra kurtuluşun yetişmesinde (Hz. Mehdi (as)’a da birçok zorluk, hastalık ve dert gelmesi; ancak aynı Hz. Eyüp gibi Allah’ın rahmetiyle hepsinden kurtulmasıyla);Muhammed (sav) ile de kılıçla kıyam etmesinde (Peygamberimiz (sav)’in kutsal emanetleri olan mübarek sancağı, kılıcı ve hırkasının, Hz. Mehdi (as)’ın yanında olmasıyla), benzerliği vardır.” (Kemal’ud-Din s. 322, 31. babin 3. hadis)
… Biz öyle bir ev halkıyız ki; Allah bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beytim muhakkak benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne uğrayacaktır. Benden sonra Ehl-i Beytim bela ve mihnetlerle karşılaşacaklar ve darbe maruz kalacaklardır.(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)
Abdurrahman b. Selit’ten; İmam Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “… HAK ÜZERE KIYAM EDECEK OLAN O’DUR (HZ. MEHDİ (AS)’DIR). YERYÜZÜ ÖLDÜKTEN SONRA, ALLAH ONUN VASITASIYLA TEKRAR ONU İHYA EDECEKTİR VE MÜŞRİKLER İSTEMESE DE ALLAH HAK DİNİ DİĞER DİNLERE MUZAFFER KILACAKTIR… ONLARA EZİYETLER OLACAK VE ONLARA DENİLECEK Kİ: “EĞER DOĞRU SÖYLÜYORSANIZ BU VAAD NE ZAMAN VUKU BULACAKTIR.” Biliniz ki,ONUN GAYBETİNDEKİ EZİYETLERE VE TEKZİPLERE SABRETMEK, RESULULLAH İLE BERABER KILIÇLA CİHAT ETMEK GİBİDİR.”(Uyun-ul Ahbar, c. 1, s. 68)