Bağdat’ın güneyinde yer alan Kufe şehri, Hz. Ali’nin şehit edildiği ve türbesinin bulunduğu, Müslümanlar için mühim olan şehirlerden biridir. Hz. Ali döneminde İslam İmparatorluğu’nun başkenti olmuştur.
Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi (as)’ın çıkışı döneminde meydana gelecek olayları anlatırken, Kufe’de yaşanacaklara da dikkat çekmiş, bu şehirde meydana gelecek çatışmaların Hz. Mehdi (as)’ın çıkış alametlerinden biri olduğunu bildirmiştir.
Hatta Resulullah (sav), o kadar hayret verici detaylar vermiştir ki, Kufe Mescidi’nin hem kubbesinin hem de duvarının yıkılacağını bildirmiştir.
Bir başka hadiste ise, Kufe Mescidi’nin duvarının yıkılmasına özel olarak dikkat çekilmekte ve bu durumun Hz. Mehdi (as)’ın çıkış alametlerinden biri olduğu şöyle ifade edilmektedir: Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali’den (ra) buyurdu ki: “KUFE MESCİDİ’NİN… DUVARI YIKILDIĞINDA, o zaman o kavmin mülkünü kaybetmesidir ve o mülkün zevali sırasında da MEHDİ HURUC EDER.”(El Muttaki, Ahir Zaman Mehdisi’nin Alametleri – Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, sf. 27)
1400 yıldır sapasağlam duran Kufe Mescidi’nin Hicri 1400’lere gelindiğinde, tam Hz. Mehdi (as)’ın zuhur devrinde, tıpatıp Peygamberimiz (sav)’in söylediği şekilde kubbesinin ve duvarlarının zarar görmesi hiç şüphesiz Allah’ın Resulullah (sav)’e lütfettiği müjdeli mucizelerinden biridir.
Resulullah (sav), bu kadar hayret verici detayla Mehdiyeti anlatmışken, Resulullah (sav)’in haber verdiği yüzlerce olay son 30 yıl içinde birebir tahakkuk etmişken, samimi Müslümanlara yakışan Peygamberimiz (sav)’in bu mucizesinden sevinç ve heyecan duymak, bu sevinci diğer tüm insanlarla paylaşmaktır.