Andolsun, Kitap Ehli’nden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların üzerierine şahid olacaktır. (Nisa Suresi, 159) |
Ayette bildirilen, “kable mevtihi” yani “ölmeden önce” ifadesinde yer alan “o” zamiri, tefsir alimlerinin büyük çoğunluğunun tasdiki ile Hz. İsa (as)’a işaret etmektedir. Arapça dilbilgisi de, burada geçen “o” zamirinin kesin olarak Hz. İsa (as)’ı işaret etmesini gerektirmektedir.
Kuran’da Kitap Ehli ile ilgili tüm ayetlerde, çoğulluğu ifade eden “hum” eki kullanılmıştır. (Beyyine Suresi, 1 ve 6; Hadid Suresi, 29; Haşr Suresi 2 de olduğu gibi.) Bu ayette ise tekilliği ifade eden “hu” eki kullanılmıştır. Bu durumda, ayette haber verilen, Hz. İsa (as)’ın ölümünden –yani yeryüzüne ikinci kez gelip biyolojik olarak ölümünden- önce Kitap Ehli’nin kendisine inanacağıdır.
Ayette yer alan “kıyamet günü o da onların üzerlerine şahid olacaktır.”cümlesi de, ayette Hz. İsa (as)’a işaret edildiğinin bir diğer delilidir. Bu durumda, ayetin tefsiri; “Hz. İsa (as) geldiği zaman, Kitap Ehli’nden ona iman etmeyen hiç kimse olmayacaktır.” şeklindedir. Bu da Hz. İsa (as)’ın yeniden dünyaya döneceğine ve onun önderliğinde gerçek din ahlakının tüm dünyaya hakim olacağını göstermektedir.
Allah Kuran’da tüm peygamberlerin ve elçilerin, gönderildikleri toplum için ahiret gününde şahitlik edeceklerini bildirmiştir. Ancak Hz. İsa (as) dışında hiçbir peygamber için “ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur” diye bildirilmemiştir. Ayrıca, Kuran’da Hz. İsa (as)’dan önce gelen ve Kitap Ehli’nin de iman ettiği hiçbir peygamber için bu şekilde bir ifade kullanılmamıştır. Hz. İbrahim (as), Hz. Süleyman (as), Hz. Davud (as), Hz. Musa (as), Hz. Yusuf (as), Hz. Yakup (as) için benzer bir açıklama yapılmamıştır.
Eğer haber verilen, Kitap Ehli’nden her bir kişinin kendi ölümünden önce Hz. İsa (as)’a iman etmesi olsaydı (ki bu şekilde olmadığı açık olarak görülmektedir), bu durumda benzer bir ifade Kitap Ehli’ne gelmiş olan diğer peygamberler için de bildirilirdi. Oysa, bu ifade yalnızca Hz. İsa (as) için kullanılmaktadır. Bu da, Hz. İsa için farklı bir konuma işaret edildiğinin önemli delillerinden biridir.
Ayetin, bazı kimselerin öne sürdüğü gibi, “Kitap Ehli’nden her bir kişinin kendisine ölüm gelmeden önce Hz. İsa (as)’a inanacak olması” şeklinde tefsir edilmesi mümkün değildir. Hz. İsa (as) döneminde Kitap Ehli olan Museviler, kendisine iman etmedikleri gibi, içlerinden bir kısmı onu öldürmeye kalkışmışlardır. Daha sonra onu öldü sanıp inkarlarını sürdürmüşlerdir.
İslam alimlerinin kanaati bu yöndedir. Sahabilerden Ebu Hureyre ve İbn Abbas, bu ayetin Hz. İsa (as)’ın yeniden gelişine delil olduğunu ifade etmişlerdir. Kurtubi, ayetin açıklamasını şu şekilde yapmaktadır:
Kıyamet alametleri yaklaştığında, Hz. İsa (as) diri olarak gökten yeryüzüne indiği zamanda Ehl-i Kitap’tan hayatta olan herkes ona inanacaktır. Ortada sadece İslam milleti kalacaktır.
Taberi tefsirinde ise söz konusu ayet şu şekilde tefsir edilmiştir:
Ehl-i Kitap’tan her biri, Hz. İsa (as)’ın ölümünden önce,o Deccal’i yok etmek üzere yeryüzüne indiğinde, ona iman edecektir. O zaman bütün milletler İslam adına tek bir millet haline geleceklerdir.
Halil Herras da konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Taberi’nin tefsirinin sahih olduğunu belirtmiş ve Nisa Suresi’nin 159. ayetinin Hz. İsa (as)’ın yeniden dünyaya gelişine ne şekilde delil olduğunu şöyle açıklamıştır:
Ayette geçen “o” zamiri, Hz. İsa (as)’a işaret etmektedir. O indiği zaman bu dönemde mevcut olan Ehl-i Kitap’tan her biri Hz. İsa (as)’a iman edecek, onu tasdikleyecek ve kendilerinden din olarak ancak İslam kabul edilecektir… Hz. İsa (as) yeryüzüne indiğinde Ehl-i Kitap ona inanacaktır…