Cabir, Ebu Cafer’den naklediyor, “Ömer, Hz. Ali (r.a.)’a Mehdi hakkında sorunca şöyle dedi: Ya İbn Ebu Talib (Hz. Ali) bana Mehdi’yi anlat. Adı nedir?” Hz. Ali (r.a) dedi ki: “Benim sevgili ve yakın dostum (Peygamberimiz (s.a.v.)) dedi ki, YÜCE ALLAH ONU ORTAYA ÇIKARANA KADAR ONUN ADINI KİMSEYE SÖYLEMEMEM İÇİN BENDEN SÖZ ALDI. ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN) ADI, YÜCE ALLAH’IN ELÇİSİNE EMANET ETTİĞİ BİLGİLERDEN BİRİDİR.
(İkmal al Din) (Gaybet, Allame Muhammed Bakır El-Meclisi, Ansariyan Yayınları, İran, 2007)
|
Allah’ın Arslanı Hz. Ali (r.a.), Peygamberimiz (s.a.v.)’den ahir zamanda zuhur edecek olan ahir zamanın en büyük kutbu ve velisi olan Hz Mehdi (a.s.)’ın adını kendisine söylemesini istemiştir. Ancak Peygamberimiz (s.a.v.), Allah’ın zuhur ettireceği vakit gelene kadar Hz. Mehdi (a.s.)’ın adının gizli kalacağını, bunun Allah’ın kendisine bildirdiği özel bir bilgi olduğunu belirtmiştir. Buradan da, Hz. Mehdi (a.s.)’ın isminin zamanı gelene kadar bir sır olacağı yani insanlar tarafından adının bilinemeyeceği anlaşılmaktadır. Yani Hz. Mehdi (a.s.)’ın adı Peygamberimiz (s.a.v.)’in adları olan Ahmet, Mustafa ya da Muhammed adlarından biri olmayacak, onun adı ancak zuhur edeceği yıllarda belli olacaktır.