ONLARDAN, YALNIZCA ‘ÜSTÜN VE GÜÇLÜ OLAN,’ ÖVÜLEN ALLAH’A İMAN ETTİKLERİNDEN DOLAYI İNTİKAM ALIYORLARDI. (Büruc Suresi, 8)
Buyurdu ki: “Onları (Hz. Mehdi (a.s.)’yi ve talebelerini) yeryüzünün kenarlarında ara. Onların yaşantıları sadedir, evleri sırtlarındadır, eğer hazır olsalar tanınmazlar, eğer KAYBOLSALAR ARANMAZLAR, HASTA OLSALAR KİMSE ONLARIN ZİYARETİNE GELMEZ, eğer evlenmek isteseler kimse onlara gelmez. Eğer ÖLSELER CENAZELERİNE KİMSE KATILMAZ. Onlar mallarını aralarında eşit olarak paylaşırlar ve birbirlerini kabirlerinde ziyaret ederler, ayrı şehirlerde olsalar dahi istekleri hep aynıdır.”
Gaybet-i Numani, sf 239)
Hz. Mehdi (a.s.)’a ve talebelerine münafıklardan, küfür ve ehl-i dalaletten çok şiddetli baskılar gelecek, işkencelerle, iftiralarla karşılaşacaklar. Fakat asla yılmayacaklar ve yenilmeyecekler.
Doğrusu onlar, hileli bir düzen planlayıp kuruyorlar;
Ben de bir düzen kurup hazırlıyorum.
Sen kafirlere bir mühlet ver, az bir süre tanı. (Tarık Suresi, 15, 16, 17)
İslamiyetin dünya hakimiyetine az bir süre kalmıştır. Vadedilen gün yaklaşarak gelmektedir. O VADEDİLEN GÜNE … (Büruc Suresi, 2)